Ense bölgesindeki saç kökleri dihidrotestosterona ( DHT ) dirençlidir; bu nedenle genetik dökülme yaşansa bile sağlam kalır. Donör yoğunluğu ≥70 greft/cm² olan, kronik deri hastalığı bulunmayan ve kan değerleri normal sınırlarda seyreden kişiler ideal adaydır. Kadınlarda hormonal dökülme kontrol altına alındıktan sonra, erkeklerde ise dökülme hızı stabilize olduktan sonra ekime geçmek kalıcı memnuniyet sağlar; aksi hâlde ileride ikinci seansa ihtiyaç doğabilir
Mikromotor uçları, ense köklerini 0,7–0,9 mm’lik punchlarla tek tek çıkarır; dikiş atılmaz, lineer kesi izi kalmaz. Hafif ödem üçüncü günde iner; hasta bir hafta sonra spor salonuna, onuncu günde ofise dönebilir. Geniş açıklıklarda 3 000–4 500 greft tek seansta toplanabildiği için saç ekimi artık “haftasonu operasyonu” konforuna inmiştir.
İlk ayda ekilen kılların büyük kısmı dökülür; bu, folikülün stres sonrası “dinlenme” evresidir. Üçüncü ayda ince tüyler baş gösterir, altıncı ayda hacim kazanır ve bir yılın sonunda toplam yoğunluğun %90’ı kalıcı hâle gelir. Sabırlı olmak, saç ekimi başarısının anahtarıdır; vitamin desteği ve dermaroller gibi sıklaştırıcı protokoller bu evreyi hızlandırabilir.
İlk 48 saat kafa derisine temas, terleme ve UV maruziyeti kesinlikle yasaktır; spor, hamam, sauna ve alkol bir hafta ertelenmelidir. Yastığı 30° eğimli konumlandırmak ödemi indirir, tuz tüketimini kısarak dokuda sıvı birikimi azaltılır. Kabuğu erken soymak mikroskobik kanama yaratır ve greft kaybını tetikler; kabukların kendiliğinden dökülmesi beklenmelidir.
Kanallar, beril ailesinden doğal safir kristaliyle açılır; çeliğe göre daha sert ve pürüzsüz uç, derideki mikrotitreşimi azaltır. V-veya U-profil bıçak 0,8–1,2 mm aralığında ince kanallar oluşturur; bu mikro geometri, hem kök çevresindeki travmayı küçültür hem de daha sık ekime olanak tanır. Sonuç: hızlı kabuk dökümü, düşük ödem ve “halı dokusu” gibi eşit yoğunluk.
Doğal saç çizgisi zig-zag ve mini üçgenlerden oluşan bir mozaiktir. Safir uçlar bu forma izin verecek kadar minyatür kanallar açtığından çizgi “yeni dikilmiş tarla” yerine yumuşak ve saç köklerinin geliş açısına uyumlu görünür. Özellikle düşük alın yapısına sahip bireylerde ince saç tellerine uygun kanal derinliği, bebeksi tüy etkisi yaratarak gerçekçilik düzeyini artırır.
Kristal bıçak yüzeyi mikroskobik düzeyde çelikten daha kaygandır; doku kesiti net olur, çevre hücreler daha az zedelenir. Küçük travma hızlı fibrin tıkaç ve ince kabuk demektir. Ortalama beşinci-yedinci günde kabuklar dökülür, iki haftada pembelik solar. Bu hızlı iyileşme kozmetik kamuflaj ihtiyacını azaltır, sosyal hayata dönüşü hızlandırır.
Operasyon salonu 20-22 °C arası tutulur, greftler doku besleyici “HypoThermosol” solüsyonunda 4 °C’de bekletilir ve toplam dışarıda kalma süresi 2 saatin altına çekilir. Chilled ortam ile safir kanal eşleştiğinde greft yaşama oranı %95+ düzeyine yükselebilir; bu da ek seans ihtimalini minimize eder.
Dar alan-yüksek yoğunluk beklentisi olan, ön çizgisini rötuşlamak isteyen veya kadınlarda saç arası sıklaştırma planlanan adaylar safir ekimiyle pürüzsüz sonuç alır.
Geniş açıklık-yüksek greft ihtiyacı duyan, tek seansta 4 000+ greft hedefleyen, iyileşme süresini uzun tutabilecek erkek tip dökülmeli hastalarda mikromotor FUE hâlen verimli bir seçenektir.
Her iki teknikte de deneyim, sterilite ve doğru donör yönetimi başarının %70’ini belirler; bu nedenle yöntemden önce klinik portföyünü analiz etmek ilk adımdır.