Yanak içinde yer alan Bichat yağ yastığının yalnızca fazlası alındığında elmacık kemiği ile çene hattı arasındaki çukur belirginleşir; bu, ışığın yüzde aşağı değil yukarı yansımasını sağlar. İncelemiş yanak, fotoğraflarda konturu anında keskinleştirir, ancak operasyonu yapan cerrah yüzün genel yağ dengesini hesaba katmazsa gereğinden çökük bir ifade oluşabilir. Doğru seçilmiş hasta ve doğru oranda çıkarımla sonuçlar genellikle doğal, kalıcı ve filtreye ihtiyaç bırakmayacak kadar belirgindir
Lokal anestezi altında 30 dakikada tamamlanan bişektominin en yoğun ödemi ilk 48 saatte görülür; üçüncü günden itibaren çiğneme konforu artar. Çiğneyeceğiniz besinleri ilk hafta püre‐yoğurt kıvamında tutmak, soğuk jel paketini günde üç kere onar dakika uygulamak ve tuzu kısarak ödemi kontrol etmek şişliğin bir haftada %70 azalmasını sağlar.
Erişkin dönemde Bichat yastığının hücre sayısı sabit kalır; çıkarılan bölüm yeniden oluşmaz. Toplam vücut yağınız artsa bile yanağa geri dönüş sınırlıdır. Buna karşın çok kilolu bir dönemde bişektomi yaptırmak, daha sonra zayıfladığınızda gereğinden sivri yüz hatlarına yol açabilir. İdeal—ve nispeten stabil—kilonuzda ameliyat olmak, estetik dengenin korunmasını sağlar.
Hyalüronik asit dolgu, kemeri ortadan kaldırmaz; kemer önüne ve arkasına yapılan mikro enjeksiyonlarla profili düz bir çizgiye yaklaştırır, böylece göz yanılgısı yaratır. Aynı seans burun ucuna 1–2 mm’lik mikro doz eklenirse hem düşüklük kamufle olur hem de dudak-burun açısı dengelenir. Dolgunun yoğunluğu ve yerleşim derinliği doğru ayarlanırsa sonucu çıplak gözle dolgu olduğu anlaşılmaz.
Küt uçlu kanül kullanıldığında morluk oranı %5’in altındadır; iğne geçiş deliği etrafındaki kızarıklık ise birkaç saatte solar. Dolgu sonrası 24 saat makyajı, 48 saat sauna–ağır spor ve 5 gün gözlük baskısını ertelemek sonucu sabitleyip damar tıkanıklığı riskini minimiz e eder.
Hedef kemeri kamufle etmek olduğunda burun kökü ve dorsuma yapılan dolgu milimetrik düzeydedir; yüzdeki “büyüme” hissi yerine daha düz ve ince algı oluşur. Ancak uç projeksiyonunu fazla artırmak, özellikle küçük yüzlerde orantıyı bozabilir. Doktorunuz ayna karşısında “önce–sonra” simülasyonu yapabiliyorsa karar verme süreci çok daha sağlıklı ilerler.
Greftler oksipital bölgeden—yani DHT hormonuna dirençli enseden—alınır. Genetik olarak programlanmış bu kökler yeni yerlerinde de aynı kodu taşır, bu nedenle klasik erkek tipi dökülmeden etkilenmezler. Bununla birlikte strese, kemoterapiye veya şiddetli kepek‐dermatit ataklarına bağlı geçici dökülmeler bütün saçları etkileyebilir; ekilen kökler bu süreçten sonra büyük oranda yeniden uzar.
Safir kristali çeliğe göre daha keskin ve pürüzsüz bir kesi oluşturur; 0,8–1,1 mm’lik mikro kanallar deride daha az travma yaratır. Bu hem ödemi kısa tutar hem de kanalların birbirine daha yakın açılabilmesini sağlayıp 45–60 greft/cm² yoğunlukta ekim olanağı verir. Kabuklar çoğu hastada 5–7. günde dökülür, iki haftada pembelik solar.
Ekimin ikinci haftasında başlayan telogen dökülme kaçınılmazdır ancak C vitamini, biotin ve çinko takviyesi, ilk üç ay kafa derisine düşük doz lazer tarama (LLLT) ve yumuşak kafa masajları kanlanmayı artırarak “kellik görüntüsü” yaşanmasını azaltır. Dördüncü aydan sonra uzayan ince tüyler minoksidil veya finasterid desteğiyle kalınlaşır; altıncı ay fotoğraflarında fark belirginleşir.