Histerosalpingografi (HSG Filmi), kontrast madde ile röntgen altında rahim boşluğunu ve fallop tüplerini gösteren kısa bir taramadır. Tüplerin tıkalı olup olmadığını ve rahim içinde polip-myom gibi yapısal sorunların olup olmadığını belirleyerek, infertilite araştırmasının ilk aşamalarından biridir.
Kateter yerleştirildikten sonra çoğu kadın birkaç dakika süren kramplar gibi sancılar yaşadıklarını söylüyor. Randevular genellikle adet bitiminden sonraki ilk haftada yapılır çünkü bu hafta hamile kalma olasılığı en düşüktür. İşlem günü aç kalmak gerekmez, ancak 30 dakika önce basit bir ağrı kesici almak ve hafif bir beslenmek rahatlığı artırır.
Kontrast madde tüplerden karın boşluğuna serbestçe akmıyorsa “proksimal” veya “distal” tıkanıklık söz konusudur ve sperm-yumurta buluşmasını engeller. Rahim içi dolma defekti, polip, submuköz myom veya septum gibi anomaliler embriyonun tutunmasını zorlaştırır. Bulgular jinekolog ve gerekiyorsa laparoskopi sonuçlarıyla birlikte değerlendirilir.
Açık Emar cihazları üstü açık veya yanları geniş tasarımla klostrofobiyi azaltır ve 130 kg üzeri hastalara rahat yatış sağlar. Kapalı Emar genellikle 1,5-3 Tesla manyetik alanla daha yüksek çözünürlük sunar; ancak modern açık sistemler 0,3-1,2 Tesla aralığında dahi paralel görüntüleme ve gelişmiş koil teknolojileriyle çoğu beyin, omurga ve eklem tetkikini tanısal kaliteye taşımıştır.
Dar alan korkusu bulunan yetişkinler, sedasyon riskini en aza indirmek isteyen kalp-akciğer hastaları, çocuklar ve geniş beden ölçüsüne sahip bireyler için Açık Emar ilk seçenektir. Ortopedik implantlı hastalarda serbest kol-bacak pozisyonu metal artefaktlarını azaltır; ayrıca ebeveynin tarama sırasında çocuğa eşlik edebilmesi, pediatrik çekimlerde harekete bağlı tekrar sayısını düşürür.
Yeni nesil açık sistemler, hareket düzeltme algoritmaları ve çok kanallı yüksek hassasiyetli koiller sayesinde kas-iskelet, abdominal ve MR artrografi sekanslarında kapalı cihazlara oldukça yakın netlik verir. Nörolojide çok ince plak takibi veya kardiyak MR gibi ultra ayrıntı gereken durumlarda bazı merkezler hâlâ kapalı cihazı tercih etse de, çoğu klinik soru için açık tasarımlar tanısal güven sunar.
Antikor testi, bağışıklık sisteminizin bir mikroorganizmaya ya da aşıya karşı ürettiği IgM veya IgG sınıfı antikorları kanda ölçer. Hepatit B bağışıklık taraması, çocukluk aşılarının koruyuculuğunu doğrulama, otoimmün hastalık şüphesiyle antinükleer antikor araştırması ve COVID-19 geçirip geçirmediğinizi belirleme başlıca kullanım alanlarıdır.
Negatif sonuç, test edilen patojene karşı saptanabilir antikor bulunmadığını gösterir; fakat temasın çok erken döneminde yapılmış testler serokonversiyonu yakalayamayabilir. Ayrıca bazı kişiler hücresel (T-hücre) yanıtla korunurken antikor üretemeyebilir. Aşı bağışıklığının zamanla düşmesi, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar veya ileri yaş da düşük titreye yol açabilir; sonuç klinik tabloyla birlikte yorumlanmalıdır.
Hafif-orta şiddette COVID-19 geçirenlerde IgG düzeyi genellikle semptom başlangıcından 3-4 hafta sonra zirveye ulaşır; aşılanan kişilerde ise ikinci dozdan sonraki 28-35 gün en uygun test aralığıdır. ELISA ve kemilüminesans temelli kantitatif yöntemler sonucu “AU/mL” veya “BAU/mL” cinsinden verir. Yüksek titre, bulaşı engellemede tam garanti sunmasa da ağır hastalık riskini düşürür; varyant dönemlerinde hatırlatma dozu kararı bu değerle desteklenebilir.